İlk insanlıktan bugüne kadar kaç ruh fani bedene büründü. Kaçı geliş amacını yerine getirebildi? Neden dünya denilen yere geliyoruz?
Yeryüzünde ki hiçbir varlık bu kadar karmaşık bir yapıya, düşünce sistemine sahip olmadı. Özel varlıklar mıyız? Bilemiyorum. Doğada ki herhangi bir varlık gibi yaşamıyoruz. Kendimiz olamıyoruz. Devamlı geçmişte veya gelecekte yaşıyoruz. Sen hiç bir hayvanın geçmişle savaşı, gelecek kaygısı yaşadığını duydun mu?
İnsan ise ortalama 60-70 yıllık ömrüne neleri sığdırmaya çalışıyor. Endişler, kaygılar, korkular, mutluluklar..
Gelen ruhların kaçı göçmeden önce tekamüle erişti, gerçek benliğine ulaşabildi? İnsan evrimini tamamlayabilmek için tekrar tekrar yeryüzüne geliyor olabilir mi?
İnsanlık namına güzel şeyler yapan gelmiş geçmiş ulvi diye nitelendirilen kişilikler acaba görev icabı mı geldiler. Kurgu gibi değil mi? Bilimsel olarak açıklamamız
mümkün değil hiç yoktan şu aşamada.
Ruh dediğimiz enerjisel şeyin hafızası varsa? Dönüşümünü tamamlayamadığı için tekrar tekrar yeryüzünde vücut buluyorsa? veya rızası ile mi geliyor dersin? Bir görev üstlendiği için de gelmiş olabilir. Kim bilir?
Anadolu insanları herşeyin ruhu olduğuna inandığı gibi reekarnasyona da inanmışlar. Zaman içinde bir çok şey gibi değişime uğramış, unutulmuş. İslam inancına tenasüh olarak girmiş. Hinduizm de ruh göçü kavramına inanılmış. Gnostiklere göre ruh bu dünyada tutsaktır anlayışı benimsenmiş. Dünya yaşamını mutlak kurtuluşa kavuşturacak bir araç olarak görülmüş. Kurtululanlar o aleme kavuşurken, kurtulamayanlar yeniden doğup dünyaya gelmeye devam ettiği düşüncesinde olmuşlar. Yahudiler'in öğreti kitabı Kabala'da da ruh göçüne dair bilgilere yer verilmiş.
Bu alemde bir yol yürünür. Yolda kendini keyfe, kedere kaptırıp gerçek amaçtan sapınca insanoğlu evrimini tamamlayamaz. Oysa ki her yaşantı onun için bir öğreti yoludur.
Kaç kişi şuan ki bilinci ile ailesini, kültürünü, dilini, dinini seçti diye sorsak herhalde pek bir cevap alamayız. Aynı gezegende yaşayan bunca insanın
yolu hep farklıdır lakin amacı aynı olmalıdır.
Düşünce partiği yapalım mı? Mesela Güney Amerika kıtasında Ekvador'da doğmuş olduğunu düşünelim. Konuştuğun dil İspanyolca, genel kabul görmüş inanç sistemin Hristiyanlık olsun. Hatta yerli halk olarak kabul edilen kızılderili bir ailenin çocuğu olduğunu düşün. Şuan ki senin değer yargıların ile baktığında Ekvador'da ki sen nasıl olurdun? Ortak özelliğini görebiliyor musun? Tek ortak özelliğinin farkında mısın?
İlk adım ortak özelliği keşfetmek. Asıl olan ortak paydada buluşmak ve varlığı onurlandırabilmek değil midir?
Sen kimsin? Sen nesin?
Yorumlar
Yorum Gönder