İçin Dışın Birliği -Aura

İçin dışın birliği

Gerçekte var olan herşey hayattır. Normal olarak "ölü" diye vasıflandırdığımız bir şey bile canlıdır. Çünkü herşey devamlı hareket halinde olan moleküllerden oluşmuştur. Moleküller de küçük partiküller olan "atomlardan" meydana gelirler. 

İnsan, çok hızlı hareket eden moleküller yığınıdır. Evrende herşey hareket halindedir ve hareket halinde olan herşey de enerji üretir. Tıpkı dünyanın magnetik alanı gözle görünen kutup ışıkları gibi diğer varlıkların da magnetik alanı vardır. Bir elektrik kaynağı olan bedenin etrafında magnetik alanı mutlaka bulunur. Bu alan aura denilmekte ev normal olarak deriden 15-20 cm kadar etrafa yayılabilir.

Auralara her uygarlığın kitabında veya resminde rastlamak mümkündür. İnsanlar zamanın başlangıcından beri aurayı yaşam gücünün gerçek evi olarak benimsemişler.Hindular bu enerjiye prana adını vermiş, Polinezya'da Hunalarca mana olarak adlandırmıştır. Kutsal kişiler başlarının çevresinde haleyle resmedilmiştir. Bu halelere Mısır, Hindistan, Yunanistan ve İtalya'da bulunan antik resimlerde raslanır ve bu hale aurayı temsil etmektedir. Dağdan indiği zaman Hz. Musa'nın derisinin parladığı söylenmekte resimlerde de başının çevresinde bir hale ile resmedilmesine sebebiyet vermiştir. İslam aleminde Hz.Muhammed gibi kutsal kişiler ışık ile sembolize edilmiştir.

İsviçreli ünlü filozof ve tıp insanı Paracelsus, Batı'da aura hakkında yazan ilk kişilerdendir. "Canlıların çevresinde ışıklı bir küre gibi parlayan bir yaşam gücünden bahseder. Bunu, hastalarını kullanabileceği magnetik bir alan olarak düşünmüş, dini doktirinlere ters düştüğü için mesleğini icra edememiştir. Sovyet bilim insanı Semyon Krilian, 1939 yılında, elekroterapi makinesini tamir etmeye çalışırken elektrik akımına kapılıp çarpılır. Bu sırada bir ışık gören Kirlian, bu yönde çalışmalar yapmaya başlar. Çalışmaları neticesinden maddeleri saran enerji kalkanını görür. Parapsikologların bu durumu araştırmaları üzerine; herhangi bir uzvunu yitiren bir insanın fotoğrafı çekildiğinde, o uzuv hala oradaymış gibi göründüğünü söylemektedirler. Bilim bu konuya ne kadar gerçekçi yaklaşıyor bilemiyorum. Araştırmalar neden devam etmiyor? Bunların hepsi birer muammadan ibarettir.Bazen komplo teorileri üretmiyor değilim. Bir çok bilimsel keşfin gizli tutulduğunu düşünüyorum. Her yönden gelişmiş bireyler, yönetici sınıflarına ihtiyaç duymaz bu da insanlık üstünde hüküm süren güçlerin işine gelmez. Neyse konumuz politika değil biz olayımıza dönelim.
 
Enerji alanı bir nevi kalkan ve ön bilgi görevi gördüğü gibi fiziksel, ruhsal rahatsızlıklarımızı da dışa yansıtan alandır. Aura okumasını bilen biri kişinin duygusunu, rahatsızlıklarını, düşüncelerini çok rahat bir şekilde görebilir. Belli bir çalışma gerektirse de hepimiz aura okuyabilmekteyiz tabi ki bilinçsizce. Nasıl mı? Biri ile ilk karşılaşmamızda elektiriği uymadı veya görür görmez kaynaştık gibi cümleler kurmuşuzdur. Bu tarz duyguları, sezgileri bize bildiren fiziksel bedenimizi saran enerjisel alanımızdır. Aura her türlü bilgiyi dışarıya yansıtmakta olduğundan okumasını bilen kişiler veya sezgileri güçlü kişiler tarafından çok kolay algılanır hatta çok gelişmiş kişiler tarafından da renksel olarak net olarak görülür.

Aura genellikle bedeni dev bir yumurta gibi saran enerji alanları şeklinde görülürler. Çoğu aura, bedenin etrafında bir kaç metrelik bir alana yayılır. Kişi maneviyatla ne kadar ilgili ve belli bir gelişmişlik seviyesinde ise, aurası da o kadar geniş olur. Aura farklı katmanlardan oluşur. Geleneksel yorumlara göre her aura katmanı, yaşamın başka bir alanını temsil eder. Eğitimle bunlardan en az üçünü görebiliriz. Bu üç katman, zihinsel, astral ve ruhsal auralardır.


Yetişkin bireyler olarak her ne kadar çocuksu saflığımızı koruyamamış olsak da evren ile ilahi güçle bağımızı gördükçe, sevgiyi keşfettikçe yeteneklerimiz tekrar gün yüzüne çıkmakta. Çevrende ki özellikle yaşamsal formdaki varlıklara dikkatli bakanı rica ediyorum. Bu konuda ki yeteneğin geliştikçe aura görebildiğini keşfedeceksin. Karşılaştığın kişiler bazen sana ışıl ışıl veya karanlık görünebilir. Bu algılamanın ilk seviyesidir. Mesela yoğun sevgi içinde olan kişiler sana parlıyormuş gibi gelebilir. Bu hissiyat o kişinin aurasıdır.

Aura görme çalışmaları bir sonraki konumuz olsun..Sevgiler


Yorumlar