Hayatın içinden; Tehlikeli Bir Oyunun İçindeyiz.


Olumsuz Duygulara Maruz Bırakılıyoruz

Toplumsal olarak bir yönlendirme altında olduğumuzun farkında mısın? Nasıl yani?

İzlediğin tv programının kaçı olumlu duygular yansıtıyor?
Etrafında gezinen dizi karakterlerini görüyor musun?

Dizilerde kurgulananların izleyiciler tarafından model olarak algılanma ihtimali dizilere bağımlılığı artırmaktadır. Model alma veya özdeşleşme en çok kullanılan
öğrenme yöntemlerinden birisidir. Bu şekilde öğrenme televizyon programlarında rol alan kahramanların hal, tavır ve davranış biçimlerinin izleyici kitleler tarafından
modellenmesiyle gerçekleşir. İzleyici, kahraman veya herhangi bir karakterle kendisini özdeşleştirerek bir anlamda onun yaşadığı dünya ile etkileşimini artırmaktadır.

Şuan televizyonda en revaçta olan program nedir tam olarak bilemiyorum ama hayattan bir kesintim var;
Çocuklarımın davranışlarını olumsuz yönde etkilediğini düşündüğüm televizyonu evimden çıkartmış olsam da çevresel etkilerini hayatımdan çıkartmak kolay olmuyor.

Geniş aile üyelerimden birinin kendini kaptırdığı diziler sayesinde etrafındakileri o dizi karakterlerinde ki gibi gördüğünü ve olayları, kişileri de öyle algıladığını söylesem şaşırır mısın?

İyi amaçlı davranışı öyle alengirli bir hale sokmuş ki herkes birbirinden sır saklar, herkes birbirinin ardından konuşur hale gelmiş. Tam dallas yani. Tüm sırları kaldırdığında altından herkese elinden geldiğince güzellik yapmaya çalışan bir ebeveny çıkıyor olsa da yarattığı ortam ile çocukları arasında anlaşmazlıklara, kavgalara, küskünlüklere dönüşmüş. Ebeveynin davranışının yanında gerçeği görmeyip, dar pencereden bakarak olumsuzluğa, ve bu oyna dahil olan çocukları da ayrı bir konu. Herkes kendi doğrusu peşinde koşarken diğerinin yaşamındakileri farketmeyip kötüleme, yargılama içinde.

Toplumda örnekleri çokça var olan;

İngilizce bilmediği halde "Of kors yane!!" diyen gençlikten tutunda çocuklarının arkasından entirika çevirdiğini düşünen anne babalara kadar hatta yalan dolanla yürütülen ilişkiler, karısını veya kocasını aldatmayı marifet bilen bir anlayış sergileniyor. Tamamen sevgiden, saygıdan yoksun maddiyata dayalı hırs dolu bir anlayış.

Onun varda benim niye yok zihniyeti, kıskançlık duygusunu kamçılıyor. Kardeşinin hakkına göz diken bir aile bireyinin, çevirdiği entrikalar, diğerinin ona beslediği kin duygusu... Evet bunlar gerçek hayatta var yok demek kendini kandırmak, hayaller dünyasında yaşamaktan başka bir şey değil. Lakin burada bahsi geçen toplumsal olarak  negatif duygulara maruz bırakılıyor olmamız. Her ne kadar izlemiyorum iş yaparken arkada fon oluyor diye söylenilse de bilinç farkında olmadan herşeyi işleyip kayıt ediyor. Kısaca olumsuz duygularla beslenen, sevgiden, anlayıştan, empatiden yoksun bir toplum yaratıldı, yaratımına da devam ediliyor. 

Bu duruma bir savaş taktiği olarak bakıyorum "Böl-Yönet". Bir an için bile olsa durup toplumsal olarak barış, anlayış içinde yaşadığımızı hayal etmeni istiyorum.. Ne olurdu? Topluma negatif duygu empoze ederek ne elde edilmeye çalışılıyor? Cevapları ortada.

Yorumlar