Gerçekliği Yaratan Sensin

Ne görüyorsun?

Gerçekliği Yaratan Sensin

Birbirimize benzesek de bir o kadar farklıyız. Hepimizi birbirinden ayıran milyonlarca farklı özelliğe sahibiz. Her birimizin hayata bıraktığı iz bir başka. Aynı şeye bakıp, aynı şeyi duyup farklı farklı yorumlamamız gibi. Hayatı algılama biçimimiz gibi.

Duyu organlarımızla algıladığımız, beynimiz ile, hislerimizle yorumladığımız her şey farklı. Senin mavi gördüğünü, başkasının yeşil olarak nitelendirmesi; doğru diye bildiğinin başkasına yanlış gelmesi gibi.

Gördüğün, duyduğun ve ya herhangi bir şekilde deneyimlediğin şeyler, senin algılayıp tanımlama şeklinde yatıyor. Hayatı nasıl algılıyorsan öyle yaşıyorsun.  

Her insanın algısı, içine doğduğu kültürden, içine doğduğu aileden, biyolojik durumundan, doğuştan getirdiği özelliklerden ve birçok sebepten dolayı farklı farklı gelişir. Her nedense "kişi herkesi kendi gibi görme" eğilimindedir. Karşında ki insanı kendin gibi görerek kendine koyduğun sınırları başkalarına dayatmış olur; kendini de farklılıklara, yeniliklere, hayatın renklerine kapatmış olursun.
 
Çoğunlukla düşüncene ve gördüğüne güvenirsin değil mi? Gözünle görmüş, kulağınla işitmiş, dokunmuşsundur. Bunların hepsi senin gerçekliğin ve senin doğruların. Gördüğünün bambaşka şeyler olduğunu söylesem, işittiğinin aslında başka bir şey ifade ettiğini, dokunduğunu sandığın şeye aslında hiç dokunmadığını.Gerçekliği yaratan sensin. Algılama şeklin senin gerçekliğin.

Şimdi senden etrafına bakınmanı ve görüdüğün bir objeye odaklanmanı istiyorum. O nesnenin durduğu yerde bedenin olduğunu düşünmeni ve o nesnenin bulunduğu açıdan şu an bulunduğun yerde ki sana bakmanı istiyorum. Eğer açıyı yakaladı isen; görünüşünün, bakışının, duruşunun ne kadar farklı olduğunu da keşfetmişsindir. Başta zorlanacak olsan da bir kaç pratik ile algını değiştirme yoluna girersin.

Hayata nereden bakarsan onu görürsün, gördüğün şey de sana bilgi verir. Tek bir açıdan elde ettiğin bilgi ne kadar doğru olur!?

Biri ile dertli olduğun bir konuda muhabbetesiniz diyelim... Derdini anlattığın kişinin sana söylediği şeye kırıldın. "Zaten içim sıkıntılı, bana söylediği şeye bak" diye içinden geçiriyorsun.

Söylediği şeyi ne kadar nötr dinledin? Ne kadar iyi algıladın? Söylenen söz kırıcı değil de seni uyarmak veya dikkatini çekmek için edilmiş ise ve sen duygularınla kırıcı gibi algıladıysan!
 
Dinlerken nötr olabilmek nedir biliyor musun? Söylenenleri muhakeme ederek kişiselleştirmeden algılamaktır. Algılama, anlama işlemi tamamlandıktan sonra ki kararına göre durumu yorumlamandır. Biri konuşurken ne kadar dinliyorsun? Gerçek anlamda dinliyor musun? Yoksa ne cevap vereceğini mi düşünüyorsun?

Yolda bir tanıdığına rast geldin ve sana bakıyor olmasına rağmen selam vermeden yanından geçip gitti..İçinden "Selamsız, ne olacak! " veya "Zaten kendisinden pek haz etmiyorum." " Bir şey mi yaptımda beni görmemezlikten geldi."..gibi yargılar, düşünceler geçti. Bu durumda sana doğru bakarken seni gerçekten gördüğünden emin misin? diye sormadan edemiyorum. Belki öyle dalgındı ki etrafına boş bakıyordu. Belki çok kötü bir gündü. .... Belkiler o kadar çok ki.

Herkesin kendine ait yaşanmışlıkları, hikayesi var. Yaşadığın hikayeyi beğenmiyor, sana mutluluk vermediğini düşünüyorsan şu andan itibaren algının çeşitliliğini görmeni, farklı açılardan da bakmanı tavsiye ediyorum. Baktığın ve gördüğün şeylerin gerçeklikleri tamamen senin algılayış şekline bağlı olduğunu söylüyorum. Seni kendi gerçeklik algından sorumlu olmaya davet ediyorum. Senarist sensin, duyduğun, gördüğün şeyleri yorumlamak senin bakış açında gizli.

Her şey göründüğünden çok daha farklı, çok yönlü olduğunu söylüyorum. Yürüdüğün yol sadece senin yolun. Yol seçimin hayatı algılayışına bağlı. 

Yorumlar